Rahman ve Rahim Allah adıyle.
Bu faydası en ulu olan en güzel konağa dördüncü göçtür. Bahçeler nasıl gök gürleyince sevinir, gözler nasıl uykuyla uzlaşırsa bunu görünce de arifleringönülleri öyle neşelenir. Ruhların huzuru, bedenlerin şifası bu dördüncü göçtedir. Bu göç, tam ihlas sahiplerinin sevip istedikleri, yolcuların dileyip arzuladıkları gibidir. Gözlere nurdur, ruhlara neşe. Devşirenlere yemişlerin en güzeli, en iyisi. Dileklerin, isteklerin en hoşu, en ulusudur. Hastayı doktoruna çeker
Odunları yere korken halindeki heybetten yedi âzami bir titremedir aldı! Dedi ki: Yarabbi, senin duaları kutlu izleri yomlu has kulların varsa, onların hürmetine lûtfunun bir sanat göstermesini diliyorum. Şimdicek bu odun yığını altın olsun! Bunu der demez bir de gördüm ki odunlar altın olmuş, yeryüzünde ateş gibi parlayıp duruyorlar!
Nefsin neyi isterse ihtiyarın var, fakat aklının istediği şeyde mecbursun ha! Bahtı yaver ve talihi kutlu olan bilir ki akıl ve zeka taslamak iblis'tendir, aşk Âdem'den! Akıl ve zeka denizde yüzgeçliğe benzer, bundan az kişi kurtulur ve yüzgeçlikte bulunan nihayet gün gelir, gark olur gider! Yüzgeçliği bırak, kibirden, kinden vazgeç. Bu ırmak değil denizdir deniz!
Cafer-i Tayyar, o şaraptan sarhoş oldu da elini ayağını feda etti! Tanrı sırrını kutlasın, Ebuyezid'in "Kendimi tenzih ederim, şanım, zuhurum ne de uludur" demesi. Dervişlerin itirazı, Bayezid'in onlara sözle değil de hakikati göstererek cevap vermesi. O muhteşem fakir Bayezid, dervişlerine "İşte Tanrı benim" dedi. O fenlere sahip er, sarhoşça apaçık "Benden başka Tanrı yoktur... bilin de bana tapın" buyurdu. O hal geçince sabahleyin "Sen böyle dedin, bu doğru değil" diye kendisine söylediler.
Onun nöbetini günde beş defa vuruyorlar. Bu, kıyamete kadar her gün böyle sürüp gidecek! Aklın varsa sana lûtuflarda bulundum. Eşeksen eşeğe de asayı getirdim. Seni bu ahırdan öyle bir çıkarırım ki sopayla başını, kulağını kanlara boyarım! Bu ahırdaki eşekler de senin cefandan aman bulamıyorlar insanlar da!
Evvel de sensin, âhır da sen. Bizse arada söze bile gelmeyecek hiçin hiçi! Böyle söylenip dururken nihayet leğeni damdan düştü. Gönlü kendinden geçti. Dua ederken tekrar kendisine geldi. "İnsan, ancak çalıştığını elde eder!" O dua ile meşgulken Kıpti'nin yüreği coştu. Ansızın bir nara attı, bir kükredi.