Mânadan mahrum olan diken, gül bahçesiyle bir arada bulunabilmek için güz mevsimini ister güz mevsimini! Çünkü güz, hem gülün öğünecek halini, hem dikenin ayıbını örter. Bu suretle sen de onun rengiyle bunun halini görmezsin. Şu halde güz, dikenin hayatıdır, baharıdır. Çünkü güzün ikisi de bir görünür. Ama bahçıvan, gülü güzün de görür. Bu bir kişinin görüşü yok mu? Yüzlerce cihanın görüşünden iyidir.
Perhizler ilâçların başıdır. Çünkü kaşınma uyuzluğu arttırır. Perhiz şüphe yok ki ilâcın aslıdır.
Kıyamet günü her şeyin Allah'a arz edileceği, Allah tarafından görülüp sorulacağı en büyük gündür. Kendisini göstermeyi, süslenip bezenen kişi ister. O görünüş günü Hindû gibi yüzü kapkara olan kişiye rüsvay olmak nöbetinin gelip çattığı gündür. Yüzü güneş gibi olmayan, ancak yüzünü peçe gibi örten geceyi ister.
Bir pire için yepyeni kilimi yakma. Sineğin verdiği baş ağrısı yüzünden gününü zayi etme. Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, mânaya bak. Hacca gidersen hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap. Onun şekline rengine bakma, azmine ve maksadına bak. Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.
Âşığın pek de istemediği o âzâr, sevgilinin yüzünün hatırı için hoş görülür. Şekeri ekmek şekline sokar pişirirsen tadınca yine onda şeker lezzeti vardır, ekmek lezzeti bulunmaz. Bir mümin altından yapılmış bir put bulsa hiç onu şamanlara bırakır mı? Bırakmadığı gibi alır ateşe atar. Onun ödünç alınmış şeklini bu suretle eritip bozar.
Köpeğe daha az kemik at! Çünkü köpeğin karnı doyarsa daha ziyade serkeşleşir.
Ekmek ve et: Bunlar topraktır. Bunları daha az ye de toprak gibi yeryüzünde kalma.
Cömertlik yoksul gibi, yoksullara muhtaçtır. Cilalı ve tozsuz ayna arayan güzeller gibi cömertlik de yoksul ve zayıf kişileri arar.
Doğruluk, varlığından tamamı ile çıkıp arınarak isteğini terk etmendir.
Eğer yalnız mânaya ait anlatış yeterli olsaydı, âlem halkı tamamı ile işten güçten kalır, âlemin nizamı bozulur giderdi.
Bir yer olur ki bu yılan zehri, Allah'ın tasarruflarıyla gayet tatlı ve lezzetli bir hale gelir. Bir yerde zehirdir, bir yerde ilâç.
Lâl taşının güneşin tesiriyle renk, parlaklık ve letafet elde etmesi için yılların geçmesi gerektir. Alelâde otlar iki ay içinde yetişir. Fakat kırmızı gül, ancak bir yılda yetişir gül verir.
Dönen bir şeyi bir döndürenin bulunduğu, her bilene göre aklen sabittir.