Eğer yalnız mânaya ait anlatış yeterli olsaydı, âlem halkı tamamı ile işten güçten kalır, âlemin nizamı bozulur giderdi.
Bir yer olur ki bu yılan zehri, Allah'ın tasarruflarıyla gayet tatlı ve lezzetli bir hale gelir. Bir yerde zehirdir, bir yerde ilâç.
Lâl taşının güneşin tesiriyle renk, parlaklık ve letafet elde etmesi için yılların geçmesi gerektir. Alelâde otlar iki ay içinde yetişir. Fakat kırmızı gül, ancak bir yılda yetişir gül verir.
Dönen bir şeyi bir döndürenin bulunduğu, her bilene göre aklen sabittir.
Yoksulluk benim için iftihar edilecek bir şeydir, başıma kakma! Mal ve para başta külâh gibidir. Külâha sığınan keldir. Kıvırcık ve güzel saçları olan kişiye gelince! Külâhı giderse ona daha hoş gelir.
İşlerin başarılması için eşlerin aynı huyda olmaları lâzımdır. Eşlerin birbirine benzemesi lâzım. Ayakkabı ve mestin çiftlerine bir bak! Ayakkabının bir teki ayağa biraz dar gelirse ikisi de işine yaramaz.
Tatlı yaşayan, sonunda acı öldü. Ten kaydında olan canını kurtaramadı. Koyunları kırdan sürer getirirler, hangisi daha besili ise onu keserler.
Bil ki her hastalık ölümden bir parçadır. Çaresi varsa, ölümün bir parçacığını kendinden kov! Ölümün bir parçacığından bile kaçamadığın halde onun hepsini başından aşağıya dökecekler, bunu iyice bil!
Âdemoğlunun az ya da çok sırrının meydana çıkabilmesi için uzun zamanlar lâzımdır.
Tuzaktaki taneyi gafil kuş yer, halkın bu dünya tuzağındaki nimetleri yemesi gibi. Akıllı ve işten haberi olan kuşlar, kendilerini taneden adamakıllı çekerler. Çünkü tuzağın içindeki taneler zehirlidir. Kördür o kuş ki tuzaktan tane diler.
Hak uğruna ekmek verirsen sana ekmek verirler. Hak uğruna can verirsen sana da can bahşederler.
Felsefecinin dini inkâra, yahut din ehliyle tartışmaya kudreti yoktur. Böyle bir şeye girişirse Hak din onu mahveder. Onun eli, ayağı cansızdır. Canı ne derse ikisi de fermanına uyar, dediğini yapar. Felsefeciler, dilleriyle cansız şeylerin hareketini, seslenmesini inkâr ederlerse de elleriyle ayakları, bunun imkânına şehadet edip durur.
Ey körler güruhu! Ne iştesiniz, ne yapıyorsunuz? Aranıza bir gören kişi alın!