Yoksulluk benim için iftihar edilecek bir şeydir, başıma kakma! Mal ve para başta külâh gibidir. Külâha sığınan keldir. Kıvırcık ve güzel saçları olan kişiye gelince! Külâhı giderse ona daha hoş gelir.
İşlerin başarılması için eşlerin aynı huyda olmaları lâzımdır. Eşlerin birbirine benzemesi lâzım. Ayakkabı ve mestin çiftlerine bir bak! Ayakkabının bir teki ayağa biraz dar gelirse ikisi de işine yaramaz.
Tatlı yaşayan, sonunda acı öldü. Ten kaydında olan canını kurtaramadı. Koyunları kırdan sürer getirirler, hangisi daha besili ise onu keserler.
Bil ki her hastalık ölümden bir parçadır. Çaresi varsa, ölümün bir parçacığını kendinden kov! Ölümün bir parçacığından bile kaçamadığın halde onun hepsini başından aşağıya dökecekler, bunu iyice bil!
Âdemoğlunun az ya da çok sırrının meydana çıkabilmesi için uzun zamanlar lâzımdır.
Tuzaktaki taneyi gafil kuş yer, halkın bu dünya tuzağındaki nimetleri yemesi gibi. Akıllı ve işten haberi olan kuşlar, kendilerini taneden adamakıllı çekerler. Çünkü tuzağın içindeki taneler zehirlidir. Kördür o kuş ki tuzaktan tane diler.
Hak uğruna ekmek verirsen sana ekmek verirler. Hak uğruna can verirsen sana da can bahşederler.
Felsefecinin dini inkâra, yahut din ehliyle tartışmaya kudreti yoktur. Böyle bir şeye girişirse Hak din onu mahveder. Onun eli, ayağı cansızdır. Canı ne derse ikisi de fermanına uyar, dediğini yapar. Felsefeciler, dilleriyle cansız şeylerin hareketini, seslenmesini inkâr ederlerse de elleriyle ayakları, bunun imkânına şehadet edip durur.
Ey körler güruhu! Ne iştesiniz, ne yapıyorsunuz? Aranıza bir gören kişi alın!
Bu âlemin direği gaflettir. Akıllılık, uyanıklık bu dünya için âfettir. Akıllılık o âlemdendir, galip gelirse bu âlem alçalır. Akıllılık güneştir, hırs ise buzdur. Akıllılık sudur, bu âlem kirdir. Dünyada hırs ve haset kükremesin diye o âlemden akıllılık ancak sızar, sızıntı halinde gelir.
Yağmur vardır, âlemi beslemek için yağar. Yağmur vardır, âlemi perişan etmek için yağar. Bahar yağmurlarının faydası şaşılacak bir derecededir. Güz yağmuruysa bağa sıtma gibidir. Bahar yağmuru bağı nazü naim ile besler, yetiştirir. Güz yağmuruysa bozar, sarartır. Kış, yel ve güne
Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler. Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içindeki sırları anlatırlar.
Yâ Rabbî! Ezelde bağışladığın irfan katresini denizlerine ulaştır. Canımdaki bir katre ilimden ibarettir. Onu ten havasından, ten toprağından kurtar! Bu topraklar, onu örtmeden, bu rüzgârlar onu kurutmadan önce sen kurtar!