Bu âlemin direği gaflettir. Akıllılık, uyanıklık bu dünya için âfettir. Akıllılık o âlemdendir, galip gelirse bu âlem alçalır. Akıllılık güneştir, hırs ise buzdur. Akıllılık sudur, bu âlem kirdir. Dünyada hırs ve haset kükremesin diye o âlemden akıllılık ancak sızar, sızıntı halinde gelir.
Yağmur vardır, âlemi beslemek için yağar. Yağmur vardır, âlemi perişan etmek için yağar. Bahar yağmurlarının faydası şaşılacak bir derecededir. Güz yağmuruysa bağa sıtma gibidir. Bahar yağmuru bağı nazü naim ile besler, yetiştirir. Güz yağmuruysa bozar, sarartır. Kış, yel ve güne
Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler. Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içindeki sırları anlatırlar.
Yâ Rabbî! Ezelde bağışladığın irfan katresini denizlerine ulaştır. Canımdaki bir katre ilimden ibarettir. Onu ten havasından, ten toprağından kurtar! Bu topraklar, onu örtmeden, bu rüzgârlar onu kurutmadan önce sen kurtar!
Şeytan adamın yanına bir kötülük için gelir, senin yanına gelmez. Çünkü sen şeytan'dan da betersin. Şeytan sen insan oldukça izini izler, ardından koşar, sana şarabını tattırırdı. Ey bir işe yaramaz adam! Şeytan huyunda ayak direyip şeytanlaşınca senden şeytan da kaçmaktadır.
Dünyanın lûtfetmesi ve yaltaklanması hoş bir lokmadır, ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır!
Biz arı gibiyiz, bedenler mum gibi. Allah bedenleri bal mumu gibi göz göz, ev ev yapmıştır.
Suya batan adam fazla debelenir, eline geçen ota tutunur. O tehlike zamanında elini kim tutacak diye can korkusuyla şuraya buraya elini sallar durur, yüzmeye çalışıp çabalar. Sevgili bu divaneliği, bu perişanlığı sever. Beyhude yere çalışıp çabalamak, uyumaktan iyidir.
Âdem yeryüzüne ağlamak için, daima feryadetmek, inlemek ve mahzun olmak için gelmiştir. Âdem Firdevs'ten, yedi kat göklerin üstünden ayakları dolaşarak en âdi yere, tâ kapı dibine, özür dilemek için gitti. Eğer sen de Âdemoğluysan onun gibi özür dile, onun yolunda yürü!
Dil çakmak taşıyla çakmak demiri gibidir. Dilden çıkan da ateşe benzer. Mânasız yere gâh hikâye yoluyla gâh laf olsun diye çakmak taşıyla demirini birbirine vurma!
İnsan gözden ibarettir, geri kalanı bir deridir. Göz de dostu gören göze derler. İnsan dostu görmeyince kör olsun daha iyi. Böyle adam Süleyman bile olsa karınca ondan yeğdir.
Kuran'ı okur da dediğini tutmazsan farzet ki peygamberleri, velileri görmüşsün. İnanmadıktan, onlara uymadıktan sonra ne fayda!
Allah'a şükretmek herkesin boynunun borcudur. Kavga etmek, suratını ekşitmek şükür değildir. Şükretmek surat ekşitmeden ibaretse, sirke gibi şükreden hiç kimse yok!