Kötü yaradılışlı kişiye ilim ve fen öğretmek, yol kesen eşkiyanın eline kılıç vermeye benzer!
Savaş, delilerin ellerindeki kılıçları alsınlar diye müminlere farz olmuştur.
Çirkin resim, ressamın çirkin olması demek değildir. Çirkini de yaptığına, yapabildiğine bir delil olur ancak.
Zâlime acıma! Adalet bilmeyen adam, kurt yavrusuna süt veren keçiye benzer.
Ashabı Kehf'in uyanıklığı, Dakyanus'a kulluk etmekti. Fakat uykuları şereflerini, haysiyetlerini korumuş oldu. Bilgiyle uyumak uyanıklıktır. Vay bilgisizle oturan uyanık kişiye!
Akıl başka bir akılla birleşti mi kötü işe, kötü söze mani olur.
O âleme gözbağı, boğaz ve ağızdır. Ey ağız, sen esasen cehennemin bir alevisin!
Kulluk ve iman şimdi makbuldür. Fakat ölümden sonra her şey meydana çıkınca inanmak bir işe yaramaz.
Ey mağrur ve sapık! Canında kendini kâmil sanmaktan daha beter bir illet olamaz. Senden bu kendini beğenme defoluncaya kadar gönlünden de çok kan akar, gözünden de! İblis'in illeti "Ben Âdem'den hayırlıyım!" demesiydi. Bu hastalık, her mahlûkta vardır.
Kendisini kâmil sanan, ululuk sahibi (Zül-Celâl) Allah'ın yolunda uçamaz.
ز آن نمیپرد به سوی ذو الجلال
کاو گمانی میبرد خود را کمال
Allah Teâlâ mahşer günü halka "Kıyamet günü için armağanın nerede? Bize yapayalnız, azıksız, âdeta sizi yarattığımız gibi geldiniz? Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz? Yoksa tekrar dönüp geleceğinizi ummuyor muydunuz, size bugünün vâdesi bâtıl mı göründü ki?" der.
Güzel yüz aynaya âşıktır.
Padişahların sol taraflarında yiğitler, bahadırlar dururdu, çünkü kalp vücudun sol tarafındadır. Defterdarlarla hesap memurlarının ve kalem ehli olanların makamı sağ taraflarındaydı. Çünkü yazı yazmak ve bir şeyi tespit etmek sağ elin işidir. Sûfilere karşılarında yer verirlerdi. Zira onlar can aynasıdırlar, hattâ aynadan da iyidirler.